Ana içeriğe atla

Tadilat...

Tarih bazen ileriye doğru değil, geriye doğru akıyor. Bu yüzden ben de ara ara hayatımı karşıma alıp dinlerim. Yarınlara koşarken arada düne çarpar, dünü düzeltmek için ise bazen yarınlarımı harcarım. Sonra bir yerlerde bırakırım Dün'ümü... Başına bir şey gelmesin ama gözüme de gözükmesin isterim.

Bana göre hayat; havada, karada ve suda açık ara yaşamayı öğrenmektir. Yaşamak sörf yapmak gibi adeta. Düşmesiyle, kalkmasıyla, kaygısıyla, kırgınlığıyla, yarasıyla, yasıyla kimse her zaman dimdik yürüyemez. Dümdüz ilerleyemez. Yoldan da çıkılır tekrar yola da girilir. İnsan olmak bir inşaat işidir. Bitmez bir tadilat... 


Dümeni kırıverdim yada dümen kırılıverdi, orasını tam bilmiyorum. Ama bir zamanlar kendimi kestim, biçtim, diktim ve baktım. Oldu üstüme! Budur dedim! 

İnsan kendini doğurur mu?? 
Onun gibi bir şeydi galiba. Bir "Uyanış" oldu. Kendi biricikliğime uyandım. Kendimi fark ettim. Gücünü tüm hücrelerimde hissettim. 

Aşamam sandığım her şey beni daha da güçlendirdi. "İş raydan çıktı" dediğim her durumda kendimi yeniden buldum. Nasıl sabrettiğime benim bile şaşırdığım şeyler var. Her şeyi unuttum diyemem, bazı şeyler tam da buramda… Ancak ne olursa olsun dik durman gerektiğini kendi içime doğru yıkılırken fark ettim. O an anladım ki huzuru bulmak için acının içinden doğmak, ışık saçmak için de önce yanmak gerekliymiş. Meğer zor zamanlar güçlü insanlar yetiştiriyormuş. 

Hayatımın en farkında olduğum, tepeden tırnağa değiştiğim, büyüdüğüm, öğrendiğim, hatalarımı gördüğüm, ne istemediğimi anladığım bu yıllara teşekkür ederim. İyi kötü her tecrübenin beni oldurduğu insana, hayatımdan geçenlere, hiç geçemeyenlere, kalanlara, gidenlere teşekkür ederim. Sayenizde kaybettiğim her şeyin sonunda kendimi kazandım.
 
Niyetimden bir gram şüphem yok. Ne kadar kötülük görürsem göreyim içinden tertemiz çıkıp iyiliği, sevgiyi ve inceliği savunacağım…Yüz kere insanlara güvenip hayal kırıklığı yaşamış olayım. 101.kez şans vermem gerekse yine güvenmekten vazgeçmeyeceğim. Çünkü ben güvenmediğim hiç bir ortamda ve insanda duramam. Ben kazanmak değil insan olmak istiyorum. Masum olmayı ve öyle kalmayı seçiyorum. 

İnsanlar iyi şaraba benzerler bana göre. Eğer baştan iyilerse, zamanla daha da iyileşirler. Bu yüzden hayat gayem, kendimden daha da iyi bir insan yaratmak her anlamda. Olduğum yerden memnunum. Yine de olmak istediğim insan olmam çok vakit alıyor. Tek arzum ölene kadar iyi bir insan olarak kalabilmek. 

Hiç içimde kötülük yok gibi değil de, hiç kötü den yana değil kalbim dercesine yaşıyorum işte. Çok çalışıyorum, çok geziyorum, anılar, bilgiler, zevkler, tecrübeler, insanlar biriktiriyorum. Aklımın da kalbimin de çok zengin ve renkli olduğunu biliyorum. Ruhumu da, kendimi de otla bokla kirletmiyorum. Kimseye minnetim de, medetim de yok. Kendi ayağıma hep kendim sıkıyorum. Hakkımda konuşanlara, konuşulanlara değil, yoluma bakıyorum. Onca sene neyi arkamda bıraktıysam üstüne koya koya bugünlere geldim ve devam ediyorum.  Hatalarımı yük etmiyorum ama doğru yolları da sürüne sürüne zor buluyorum. Devrilmesem de hep bir sarsıntı halindeyim. Yaşanılan bir çok şeye rağmen bir çok şeyi geri isteyecek kadar çocuk, bir daha affetmeyecek kadar olgunum.

Kendi halindeliği ve sadeliği seviyorum. Sakin sakin yaşamayı, birilerinin hayatına dokunur iken kimseyi rahatsız etmemeyi, ayaklarımın üzerine sağlam basmayı ve kendimi anlatma telaşında olmamayı seviyorum... ‌Gösterişe, abartıya, başka birilerinin etkisiyle sarsılabilen temeli olmayan insan ilişkilerine değil; inceden yapılan güzelliklere, nazik duruşa, ağır başlılığa, çıkarsız sevgiye, kendi halindeliğe, omurgalı duruşa ve arkası dolu cümlelere inanıyorum. O kadar kendi halimde ve kendi dünyalarımdayım ki bazen diğer dünyaları keşfedesim bile gelmiyor. Öyle bir bıkmışlık veya fazla yaşanmışlık. Adına ne derseniz artık... İçinden yaşıyor, yine kendime dökülüyorum...

İyi ki böyleyim. Hayatın uzunluğunda kaybolmamaya çalışırken sıfır noktası buldum. Kendi Greenwich'im var resmen 😅 Kendi duruşumdan, lafından, sözümden, kim ne der ne düşünüründen, karakterimden pek vazgeçmeye niyetli değilim. Bunlar beni ben yapan şeyler, kendimin arkasında duruyor ve kendimi seviyorum.  

Siz de sevin...

Kendinizi yani :)

*

Derinlere giden seyahatiniz hiç bitmesin. Dışarı bakan hayal görürken, içeri bakan uyanırmış. İçe yolculuk, yolculuklar'ın en gitgide bitmezi. Bizim ‌yolumuz belli. Beraber yürümek isteyen yetişir...

Doğrunun ve yanlışın ötesinde bir yer daha var. Orada buluşalım...

Melike GÖREÇ


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İkinci Yarı

Kapısından kolay girilen biri değilim biliyorum ama uzun süredir kendime, küçükken yanımda olmasına ihtiyaç duyduğum kadın gibi davranıyorum. ‌Papatya olmayı öğrendim mesela :) "Sen bir papatyasın ve sen izin vermedikçe kimse seni koparamaz 🌼 " diyorum sürekli kendime.  Bu bakış açısıyla bu yıl da yine harika insanlarla tanıştım, yepyeni yerler gördüm, deli gibi spor yaptım, harika tatlar denedim, nice yemeklere imza attım, ailemle çokça zaman geçirdim, bol bol kişisel gelişimime, kitaplarıma, müziklerime ve şiirlerime vakit ayırdım, yazdım, çizdim, şarkılar söyledim, dualar ettim, meditasyonlar yaparak sakinleştim, harika konserlerde müziğe doydum, tiyatroda, sinemada, gösterilerde sanata da doydum, bol bol günbatımları izledim, çokkkk içtim, eğlendim, hayaller kurdum. Ee ta bi bu sene de yine saçma sapan durumların içinde buldum kendimi. Çamurda ve zeminde çok vakit geçirdim 😅 Dibin resmini çizebilecek kadar durduğum, zeminin soğukluğundan üşüyecek kadar hareketsiz yattı...

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Bir tarihçi veya akademisyen olmadan, sadece Atatürk'ü kendine "Lider" benimsemiş biri olarak bugün Mustafa Kemal'i anlatmak istiyorum... Ancak Mustafa Kemal'i anlatmak benim gibi uzmanlık alanı bu konular olmayan birileri için zorlu bir yol. Fakat zorlu yolları severim :)   Onu kısaca "Ülkemizin Kurucusu" diye özetleyebiliriz. Ama yaptıklarını anlatmak o kadar kısa sürmeyecek... Yaklaşık 2 yıldır derleyip, araştırıp, okuyup ve bazı kısımları alıntılayarak size anlatmaya çalışacağım bu Mustafa Kemal'e ben bi kere daha hayran oldum...  Çünkü Mustafa Kemal Atatürk; İşgalci güçlere karşı verdiği mücadele ile halkına önderlik ederek ülkeyi ayağa kaldıran bir lider, Milletiyle birlikte dünyaya kafa tutarak egemenliğini sağlamış tam bir cesur yürek! Yaşadığı hayat ve o hayatın ortaya çıkardığı güçlü fikirleri ile her devrin, her çarkın adamı olmakla kalmamış, sadece günün değil, yarının ve herkesin adamı olmuştur. Dünyayı ve insanı okumuş aklıyla her şe...